11:57 - Uluslararası Osmanlı ve Cumhuriyet Döneminde Seferberlik ve Sefer Organizasyonu Sempozyumu
11:20 - Amasya İdari Ziyareti
16:25 - Başkanı Sevindi, Başarılı Gençlerle Bir Araya Geldi
16:20 - Başkan Yeşilgöz “2025 Yılı Bütçesine Yönelik Taleplerimizi Yineleyeceğiz”
16:07 - Amasyada Tır Kazası 1 Yaralı
16:00 - Kış Lastiği Zorunluluğu 1 Aralık’ta Başlıyor
15:55 - Amasya’da Sağlık ve Eğitimdeki Yatırımlar Vali Bakan’a Sunuldu
15:43 - Ey DÜNYA
15:33 - Amasyalı 13 Yaşındaki Genç Mucit, Tarihi Yapay Zeka ile Geleceğe Taşıyor
TÜRKİYE DEĞİŞİM PARTİSİ GENEL BAŞKANI MUSTAFA SARIGÜL İLİMİZDE BASIN MENSUPLARIYLA BİR ARAYA GELDİ.
Yapılan toplantıya Genel Başkan Yardımcısı Haluk Şaban Gürbüz, Ordu il Başkanı İlhan Kaya, Çorum İl Başkanı Engin Erenler, Kastamonu İl Başkanı Ender Karahasanoğlu, Gençlik Kolları Başkanı Kenan Urgun ve çok sayıda basın mensubu katıldı. Başkan Sarıgül konuşmasında şunları kaydetti:
“TÜRKİYE UKRAYNA’NIN NATOYA ÜYE OLMASINA KARŞI ÇIKMALIDIR.
Rusya – Ukrayna arasındaki gerilimi artıran, Rusya’yı Ukrayna’ya karşı kışkırtan müdahaleye zorlayan Amerika’dır.
Türkiye, Rusya ve ABD arasında seçim yapmak zorunda değildir. Türkiye, tavrını Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasına karşı çıkarak göstermelidir.
Ukrayna halkının NATO üyesi olmak gibi bir talebi de yok. Halk geçim derdindedir. ABD ve Rusya çarpışıyor olan Ukrayna halkına oluyor.
Filler tepişiyor, çimen eziliyor.
NATO genişlemekten vazgeçmelidir. Nereye kadar genişleyecek?
Türkiye Değişim Partisi, halkın gündemini bilen ve gündem dışına çıkmayan tek partidir.
Bizim gündemimizde,geçim sıkıntısı var. Bizim gündemimizde hayat pahalılığı var. Bizim gündemimizde faturalar var.
Bizim gündemimizde, o ne dedi? Bu ne dedi? Kime dedi? Niye dedi? Yok.
Biz, siyaseti kulislerde, lobilerde ve yuvarlak masalarda değil, sokakta ve halkın içinde yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.
Biz sokak siyaseti yapmıyoruz sokakta siyaset yapıyoruz.
Bizde sen ben kavgası yok.
Bizde pazarlık yok. Bizim koltuk derdimiz yok.
Bizim derdimiz yokluğu, yoksulluğu ve kuyruğu ortadan kaldırmak.
Herkesin yapacak işi olsun, yiyecek aşı olsun.
Başını sokacak evi olsun istiyoruz.
Çiftçimiz eksin, biçsin, malını değerinden satsın istiyoruz.
Fabrika bacaları tütsün, iş kapıları açılsın istiyoruz.
Elektrik ve doğalgaz faturaları, cepleri değil canları yakıyor.
Evlere, işyerlerine fatura ateşi düştü.Türkiye faturaları konuşuyor.Çarşı pazar cayır cayır yanıyor. Türkiye sıkıntılar içinde kıvranıyor.
Ülkeyi yönetenler ne yapıyor?
Ya suçu başkalarına atıyorlar.Ya da mazeret üretiyorlar.
Dünyada fiyatlar artıyormuş ,dış güçler varmış, hepsi palavra hepsi yalan.
İktidarların mazeret üretme, şikayet etme hakkı yoktur.
20 yıl iktidarda kalanın hiç yoktur. Bu hayat pahalılığının, bu yüksek faturaların nedeni, sizin yanlış politikalarınızdır.
Suçu başkalarına yıkmaya çalışmayın.
Üretimi değil ithalatı tercih ettiniz.Yabancı çiftçiyi zengin ettiniz.
Türk çiftçisini, para kazanamaz hale getirdiniz.
Yaklaşık 4 milyon hektar arazi ekilmiyor.1 milyon çiftçi üretimi bıraktı.
Neticede ne oldu? Son 10 yılda, dünyada gıda fiyatları %9
Türkiye’de %310 arttı. Dünyadan 35 kat fazla arttı.
Onun için bir kilo salatalık 30 liraya satılıyor. Onun için bir tane domates 4 lira,
Bir tane biber, patlıcan 5 lira oldu.
Biz, Türkiye Değişim Partisi olarak Türkiye’nin kurtuluşunu ekonomik milliyetçilikte görüyoruz.
EKONOMİK MİLLİYETÇİLİK, TARIMA ÖNEM VERMEKTİR.
Rusya’dan buğday, Kanada’dan mercimek almamaktır.
ABD , Rusya, Kanada çiftçisini değil, kendi çiftçimizi ihya etmektir.
Çiftçimize alım garantisi vermek, ekilmedik bir karış yer bırakmamaktır.
Çayımıza, fındığımıza, pamuğumuza, zeytinimize, elmamıza sahip çıkmaktır.
Yabancı ülkelerin ve şirketlerin ne ekip biçeceğimize karışmasına izin vermemektir.
Devlet üretme çiftlikleri, tarım işletmeleri açmaktır.
Ekonomik milliyetçilik Türk markalarını değerli kılmaktır. Markalaşmaktır.
Ekonomik milliyetçilik, varlıklarımızın kelepir mal gibi satılmasına engel olmaktır.
Ekonomik milliyetçilik, köprülerin, otoyolların ihalesini dövizle yapmamaktır.
Ekonomik milliyetçilik, milletimize varlıktır, sofralarımıza berekettir.
Ekonomik milliyetçilik büyük ve güçlü Türkiye demektir.
Ekonomik milliyetçilik, içeride huzurlu, dışarıda onurlu bir Türkiye demektir.
Ekonomik milliyetçilik, tam bağımsız Türkiye demektir.
Zengin topraklar üzerinde yaşıyoruz ama varlık içinde, yokluk çekiyoruz.
84 milyon insan cefa çekiyor.84 kişi sefa sürüyor.
Bu devran böyle süremez. Böyle gelmiş ama böyle gidemez.
Türkiye Değişim Partisi, bu nedenle kurulmuş bir partidir.
Buradan bütün yurttaşlarıma sesleniyorum:
Bu iktidarın devam etmesi, yoksulluğun, pahalılığın sefaletin devam etmesi demektir. Türkiye, bu iktidardan kurtulmalıdır.
Geçmişte hangi partiye, oy vermiş olursanız olun, desteğinizi istiyoruz.
Bize destek verirseniz; sizi aç bırakmayız. Açıkta bırakmayız. Sizi üşütmeyiz.
Pahalılığı biz önleriz. Mutfaklarda huzuru biz sağlarız.
Sizi el yakan faturalardan kurtarırız.
Sizi borç batağından çıkarırız.
Çocuklarımız iyi eğitim alır, gençlerimiz iş bulur.
Memurlar, işçiler, emekliler iyi bir maaş alır.
Yolsuzluk, israf ve şatafatı bitiririz.
84 milyonun hakkını 84 kişiye yedirmeyiz.
Harcadığımız her kuruşun, yaptığımız her işin, hesabını veririz.” İfadelerine yer verdi.